Robert McCrum, iki yıl süren dikkatli bir incelemenin ardından, İngilizce yazılmış en iyi 100 romanı seçti.
- Middlemarch, George Eliot (1871-2)
Romanın hikâyesi 1830 ve 1832 yılları arası, İngiltere’nin iç kısmında yer alan kurgusal Middlemarch kasabasında geçiyor. Roman, çok sayıda karakter ve farklı ama birbiriyle kesişen anlatılar içeriyor. Kitap, kadınların konumu, evliliğin nitelikleri, idealizm, bencillik, din ve riyâkarlık, siyasi reform ve eğitim gibi temalara da değiniyor.
- The Way We Live Now, Anthony Trollope (1875)
Yazarın, yozlaşmış İngiltere eyaletine duyduğu öfkeden esinlendiği ve o dönemde eleştirmenler tarafından reddedilen kitabı “The Way We Live Now”, Trollope’un başyapıtı olarak kabul ediliyor.
- The Adventures of Huckleberry Finn, Mark Twain (1884/5)
Huckleberry Finn’in Maceraları
Kitapta, Huckleberry Finn ile arkadaşı Tom Sawyer’ın Mississippi’de birbirinden heyecanlı maceraları anlatılmaktadır. Yazarın bu eseri pek çok kez sinemaya da uyarlandı.
Mark Twain’in Mississippi sularında kurtuluşu arayan asi bir çocuğun ve kaçak bir kölenin hikayesini anlattığı kitabı, Amerikan edebiyatının tanımlayıcı bir klasiği olmaya devam ediyor.
- Kidnapped, Robert Louis Stevenson (1886)
Kaçırılan Çocuk
Hikâye, birleşme yasasına ve Hannover hanedanına karşı çıkan Stuart hanedanı yandaşlarına odaklanmaktadır. Tarihsel bir olay olan Gleanure’lü Colin Roy Campbell suikastı da romanın içinde yer almaktadır. Kitaptaki karakterlerden Alan Brack Stewart, Colin Roy Campbell, Cluny McPherson ve James Stewart tarihsel karakterlerdir.
Heyecan verici bir macera hikayesi, sürükleyici bir tarih ve İskoç karakterinin büyüleyici bir incelemesi olan Kidnapped, gücünden hiçbir şey kaybetmedi.
- Three Men in a Boat, Jerome K Jerome (1889)
Teknede Üç Adam
Tembel, çalışmayı hiç sevmeyen üç adam ve bir köpek can sıkıntısından bir gün tekne ile nehirde bir hafta geçirmeye karar verir. Tüm malzemelerini, yiyecek ve içeceklerini hazırlarlar ve kiraladıkları tekneye binerler. Ama o kadar tembeldirler ki çoğu zaman kürek çekmemek için tehlikeli olsa da teknelerini bir istimbota dayayıp onunla nehirde sürüklenmeyi bile göze alırlar. Bir haftalık nehir gezisi elbette bekledikleri gibi gitmez ve başlarına hiç düşünmedikleri şeyler gelir.
- The Sign of Four, Arthur Conan Doyle (1890)
Dörtlerin İmzası
Arthur Conan Doyle’un yazdığı ikinci Sherlock Holmes romanıdır.
Sherlock Holmes ve arkadaşı Doktor Watson, Bayan Morstan’ın yıllar önce kaybolan babası ve kendisine gönderilen gizemli incilerin peşinden savaş zamanının Hindistan’ına uzanırlar. Araştırdıkları olaya bir cinayet de karışınca masum bir kadını korumak için atıldıkları macera, gitgide büyüyen bir tehlikeye dönüşür. Holmes ve Watson, Hindistan’daki sömürgelerden İngiltere’ye uzanan bu hazine avcılığının sonucunda işlenen cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışırlar.
- The Picture of Dorian Gray, Oscar Wilde (1891)
Dorian Gray’in Portresi, Wilde’in yayımlanmış tek romanıdır. Kendisi yerine tuvaldeki portresinin yaşlanmasını dileyen ve bu dileği gerçekleşince yoldan çıkıp yozlaşan, haz ve güzellik tutkunu yakışıklı bir adamı konu alır.
Roman, yayımlanışından sonra meydana gelen olaylar, skandallar ve davalar nedeniyle Victoria devri insanlarının edebiyata bakışlarının; içinde yaşadıkları dünyayı, özellikle cinsellik ve erkeklikle ilgili olarak, algılama ve anlama biçimlerinin değişmesine yol açmıştır.
- New Grub Street, George Gissing (1891)
- Jude the Obscure, Thomas Hardy (1895)
Adsız Sansız Bir Jude
Aralık 1894’te dergi dizisi olarak başlayan ve ilk kez 1895’te kitap şeklinde yayınlanan, Hardy’nin son tamamladığı romandır. Kahramanı Jude Fawley, bilgin olmayı hayal eden işçi sınıfı genç bir adam, bir taş ustasıdır.
Hardy, bu kasvetli, öfkeli romanda en derin duygularını açığa çıkarıyor ve sanırım bir daha yazmıyor.
- The Red Badge of Courage, Stephen Crane (1895)
Kanlı Madalya, Amerikalı yazar Stephen Crane’in bir savaş romanıdır. Amerikan İç Savaşı sırasında geçen hikaye, Birlik Ordusunun savaş alanından kaçan genç bir er olan Henry Fleming hakkındadır. Korkaklığına karşı koymak için bir yarayı, utançla üstesinden gelerek özlüyor.
- Dracula, Bram Stoker (1897)
Kont Drakula adlı roman İrlanda asıllı yazar Bram Stoker’ın (1847, 1912) yazmış olduğu fantastik, gotik, korku tarzında bir romandır.
Kont Drakula adlı roman dünyanın en tanınmış romanları arasına girmiştir. Şöhreti yazarını da aşan romanlardan birisi olmuştur. Dünyanın en çok bilinen korku romanları arasındadır.
- Heart of Darkness, Joseph Conrad (1899)
Karanlığın Yüreği
Conrad bu harika romanda hayatının sonuna kadar sağlığını olumsuz etkileyecek olan korkunç anıları, Kongo’ya yaptığı yolculuğu Marlow’un ağzından anlatıyor. Conrad’ın farklı anlatılarına taşıdığı Marlow figürü, tıpkı Kafka’da olduğu gibi anlatıcının gerçeklik karşısında bocalayan tutumunun örneklerinden biri. Marlow, insanlıktan çıkmış ticaret temsilcisi Kurtz’un kimliğinde Avrupa sömürgeciliğinin içyüzünü gösterirken, yazar bizi kendi ruhunun labirentlerine, bilinçaltının derinliklerine, yalan ile suçun karanlığına götürüyor.
- Sister Carrie, Theodore Dreiser (1900)
Kız Kardeşim Carrie
Büyük bir şehre taşınan genç bir köylü kızı, önce üstün gördüğü erkeklere metres sonra da ünlü bir oyuncu haline geliyor.
Tüm Amerikan şehir romanlarının en iyisi olarak adlandırılıyor.
- Kim, Rudyard Kipling (1901)
Sokakta yaşayan, anne ve babasını yitirmiş, yarı Hint yarı İngiliz bir çocuğun başından geçen ilginç olayları konu alır. Romanın kahramanı Kim’in yanı sıra Hint toplumundan ilginç kişilikler de romana renk katar.
- The Call of the Wild, Jack London (1903)
Vahşetin Çağrısı
Roman, evcil bir kızak köpeğinin, sahibinin haberi olmaksızın doğal/vahşi ortama sokulması neticesinde, vahşi doğaya adapte olması ve doğada yaşadığı olayları konu edinmektedir.
Londra’da en çok okunan kitap olmuş ve yazarın en iyi yapıtlarından biri sayılmıştır. Hikâyede Buck adlı bir köpeğin, sahibinin evinde mutlu ve huzurlu bir yaşam sürerken birden değişen hayatı vurgulanır.
- The Golden Bowl, Henry James (1904)
- Hadrian the Seventh, Frederick Rolfe (1904)
- The Wind in the Willows, Kenneth Grahame (1908)
Söğütlükte Rüzgâr, klasik olmuş bir çocuk romanı. Kitabın ana karakteri Kara Kurbağası Konağı’nın sahibi olan Bay Kara Kurbağasıdır. Diğer karakterlerse onun dostları olan Su Sıçanı, Köstebek, Porsuk ve Su Samurudur. Hikâye 19. yüzyılın sonu-20.yüzyılın başında İngiltere’de bir nehir kıyısındaki bir söğütlükte geçer. Biraz maymun iştahlı ve kibirli ama yine de iyi kalpli biri olan Kara Kurbağasının yeni takıntısı olan otomobiller yüzünden başına gelenler ve dostlarıyla olan maceraları romanın ana konusudur.
- The History of Mr Polly, HG Wells (1910)
- Zuleika Dobson, Max Beerbohm (1911)
Kaynakça:
https://www.theguardian.com/books/2015/aug/17/the-100-best-novels-written-in-english-the-full-list
Robert McCrum’ u tanımış oldum sayende… Bilmediğim bir yığın İngiliz klasiği de varmış.. Teşekkürler…