“En hoşgörüsüz kilise olan Roma Katolik Kilisesi, dine hizmet etmiş bir kişinin aziz mertebesine çıkarılması sırasında bile bir “şeytanın avukatı”nı çağırır ve sabırla dinler. Öyle anlaşılıyor ki en kutsal insan bile, ölümünden sonra şeytanın ona karşı söyleyebileceği her şey bilinip tartılmadan onurlandırılamıyor. Newton felsefesi bile eğer sorgulanamasaydı, insanoğlu onun doğruluğundan, şimdi olduğu kadar emin olamazdı. En sağlam inançlarımızın tek dayanağı, onların yanlışlığını kanıtlama konusunda tüm dünyaya yapılmış ve daima geçerli olan bir davettir.”
John Stuart Mill, 19. yüzyılın en önemli düşünürleri arasında yer alıyor. 1860 yılında yayımlanan Özgürlük Üzerine adlı yapıtı, haklar ve özgürlükler konusunda yazılmış klasiklerden biri.
Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üzerine, yanlışlığından en emin olduğumuz düşüncenin bile özgürce dile getirilip tartışılabilmesinin toplum açısından neden gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
İfade özgürlüğünün tüm dünyada giderek daha da hor görüldüğü bu dönemde okunmasında yarar var.