Doğuştan dilsiz olan Edgar Sawtelle, yalnızca işaret dili ile konuşabilmektedir. Kuzey Wisconsin’deki çiftliklerinde ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Sawtelle ailesi nesillerdir köpek yetiştirmektedir. Bu köpekler Edgar’ın en iyi dostlarıdır. Ancak Edgar’ın amcası Claude’un çiftliğe dönmesiyle birlikte Sawtelle ailesinin bir zamanlar huzur dolu olan evi bir karmaşa ortamına dönüşecektir.
Edgar’ın babası aniden ölür, Claude kendisini çiftliğe kabul ettirir ve annesinin sevgisini kazanır. Keder ve şaşkınlık içindeki Edgar, babasının ölümünde Claude’un parmağının olduğunu anlar ve bunu kanıtlamaya çalışır. Fakat planı geri teper ve Edgar çiftliğin ötesindeki vahşi araziye kaçmaya zorlanır. Burada onu takip eden üç köpeği ile hayatta kalma mücadelesi verecektir. Ancak asıl yapması gereken babasının katili ile yüzleşmek ve gerçekleri açığa çıkarmaktır.
“Ben ‘Edgar Sawtelle’nin Öyküsü‘ kitabını çok sevdim. Sadece çok iyi bir öykü okumuş bir okuyucunun yaşadığı bir deneyim ile kitabı kapattım, evet işte bitti ben uzun bir süre boyunca başka bir iyi kitap buluncaya kadar artık okumayacağım… Sonunda bu köpekler hakkında ya da Amerikanın merkezi hakkında bir roman değildir—Edebiyat alanında derin bir Amerikan çalışmasıdır. Bu kitap insan kalbi hakkındadır ve orada yaşanan gizemler hakkındadır. Anlaşılırdır fakat bunu kelimelere dökmek olanaksızdır. Mükemmel gizemli uzun ve tatminkar. Bu kitabı alan okuyucular daha zengin bir dünyaya giriş yapacaklardır. Ben onların çıkacakları yolculuğu kıskanıyorum. Ben hayat çok kısa olduğu için neredeyse hiçbir kitabı yeniden okumam. Bu kitabı yeniden okuyacağım.”
“Hamlet oyununa benzerlikler içeren kitapta trajik bir olay ele alınmaktadır. Roman klasikler arasına girmeye aday bir yapıttır. Okuyucular nefes almadan son bölüme ulaşacaklardır.”
—Publisher Weekly