Ölümün gölgesi, geleceksiz bir yalnızlık gibi duruyor karşımda. Mevsimlerin en sıcağında güneşe döndürdüm yüzümü. İliğime geçti üstelik. Sonra, şeylerin adıyla var olduğunu düşündüm. Ve öykünerek güneşe, dedim ki: “Adlar, evimizin ruhudur.” İşte buydu, sonsuzluğu duyumsadığım an. Fırtınalar sabahında doğan güneşi duyumsadığım an.
Nesneler, zamanda var olurlardı. Neydi söylemeye çalıştığım? Dünya düşüncelere sahip değildi. Seni anlamam, bir sözün şekle dönüşmesiydi dünya için. Başka bir sonu yok. Bir sözün şekle dönüşmesi, bir anlam kazanması! İşte buydu sonsuzluğu tanımlayan. Bir andı Alice için sonsuzluk. Ya yolu kaybedecek ya kaybolacak belki de ulaşacak. Bir andı o girdiği deliğin kalbi ve ben de gidiyorum o dağın kalbindeki deliğe. Ulaşmaya çalışacağım, o büyük isme.
Kim söyledi bunu? Dün dağlarda dolaştım, evde yoktum.
Şiir için tıklayın: