Türk edebiyatının şüphesiz en önemli isimlerinden biri Orhan Kemal‘dir. Askerlik yaparken tezkeresine kırk gün kala bir ihbara uğrar ve tutuklanır. Kendi deyimiyle komünizmin ne olduğunu bilmediği yaşlarda, Maksim Gorki okuduğu için mahkemeye sevk edilir ve beş yıl ceza alır. Hapishanede Nazım Hikmet’le yolu kesişir ve Nazım Hikmet bir öğretmen gibi ona edebiyat, Fransızca ve politika dersleri verir. Hapishanede sahip oldukları tek şey zamandır. Çok şey öğrenir büyük şairden. Hapisten çıkınca da öykü ve romanlar yazmaya başlar. Hapishanede tanıdığı insanlar, duyduğu hikâyeler, edindiği tecrübeler onun öykü ve romanlarını besleyen yegâne malzemedir. Eserlerinde insanları idealize etmeden, tüm iyi ve kötü yanları ile içinde yaşadıkları şartlar dâhilinde olduğu gibi yansıtır. Bu bakımdan sosyalist gerçekçi bir yazardır. İnsanlara hep umut ve iyimserlikle bakar ve insanda her şeye rağmen aydınlık bir yan bulunabileceğine inanır.
“Bereketli Topraklar Üzerinde” Çukurova’yı ve Çukurova’ya köylerinden çalışmak için gelen, fabrikada, pamuk tarlalarında zalimce emek sömürüsüne maruz kalan insanları anlatır. Hoşgörü ile fakat olduğu gibi… Onlar ki ekmek parası için bazen onurunu bazen de hayatını kaybeder. Biri ölünce yerini bir başkası alır. “Bereketli Topraklar Üzerinde” orijinal esere bağlı kalınarak Erden Kıral tarafından filme de çekilmiştir.