ÇOBAN SOKAK KÖPEKLERİNİ MÜZİK İLE TERAPİ EDİYOR
Olay (dün) 19.07.2024 tarihinde meydana geldi. Bölgeden edinilen ilk bilgilere göre geçimini uzun yıllar boyunca çobanlık mesleğinden sağlayan Recep K. adlı şahıs başıboş köpekleri müzik ile sakinleştirdi.
Recep K. adlı şahıs sokaklarda kaval çalarak birkaç saat içinde onlarca köpeği peşine taktı. Çarşıdaki Çiğdem Pastanesi’nden sokak hayvanları için beş kilo patatesli, kıymalı börek alan Recep K. kendisine katılan vatandaşlarla belediye binası önüne kadar yürüdü.
Köpeklerden ürken mahalle sakinlerinin ve araç kullanan şoförlerin şikâyeti üzerine zabıta ekipleri bölgeye gönderildi. Recep K. kavalını çıkarıp çeşitli melodiler çalmaya başladı. Kaval sesini duyan köpeklerin güvenlik güçlerine kuyruk sallamaları, sırt üstü asfaltta yuvarlanmaları izleyenleri güldürdü. Yaklaşık yarım saat kadar süren müzik dinletisinin ardından köpekler sessizce dağıldılar.
Recep K. arkadaş çevresi tarafından kedi köpeklerin, kuşların sesini tanıyabilen; onlarla konuşabilen bir çoban olarak tanınıyor. Olayın ardından köpekten korkan vatandaşların Recep K.’nın yanına geldiği, kendisinden kaval satın aldıkları öğrenildi. Kısa sürede çantasındaki kavalları tüketen çoban, haftaya daha fazla kaval ile Cuma pazarına geleceğini söyledi.
TARİHİ ÇORBACIDA SKANDAL İDDİALAR
Ünlü cerrah Doç. Dr. Taner Sevinç hakkında iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Tarihi Şükür Çorbacısı’nın ortaklarından olan ünlü doktorun işletmesine Kokoreç Osman’ın şikayeti üzerine Salı (dün) polis ekipleri baskın yaptılar. Yapılan aramada buzdolabında kağıda sarılmış halde dalak, böbrek, bağırsak ele geçirildi. Sakatatların yanı sıra iki teneke kadar ayçiçek yağı, muhtelif miktarlarda domates, sivri biber, kabak, patlıcana da ulaşıldığı, ancak sebze meyve ve sıvı yağın tutanağa kaydının yapılmadığı bilgisi alındı.
Aynı gün lokantada güvenlik güçlerini karşılayan Şükür Çorbacısı’nın kurucu ortağı ve Dr. Taner Sevinç’in eşi Lale Sevinç, ele geçirilen sakatatların koyun yahut inek gibi büyük ve küçük baş hayvanlara ait olduğunu, aksi iddiaların tamamen asılsız olduğunu söylüyor. “Şehrin en iyi işkembe çorbasını biz yapıyoruz, saat on iki olmadan bütün çorbalarımız tükeniyor”, diyen Lale Sevinç bu hayat pahalılığında rakiplerinden nasıl daha ucuza çorba satıp kâr edebildiğini ise söylemedi. Lale Sevinç’e, çorbanın tadının diğer işletmelerden niçin daha farklı olduğunu da sorduk. Ellerinde bir tarif varsa gazetemizle paylaşmalarını bu şekilde hem okurların istifade edeceğini hem de kendilerinin bundan sonra zan altında kalmayacakları bilgisini paylaştık ancak kendisinden sözlü ya da yazılı bir yanıt alamadık.
Kokoreç Osman ise iddialarında ısrarcı. Hekimlik yapan birinin gıda işi de yapmasının meslek etiğine uygun olmadığını söylüyor. “Ben doktorluk yapmaya kalkıyor muyum, o neden benim mesleğime burnunu sokuyor,” diyerek sitemini dile getiriyor.
Doç. Dr. Taner Sevinç ‘e mikrofonu uzattığımızda sadece “Kokoreç Osman ile mahkemede hesaplaşacağız,” demekle yetindi. Ünlü doktor Şifanıbul Hastahanesi’nde 2012 yılından beri görev yapıyor.
KARA VİRÜS
Uzmanlar uyarıyor: Zorunlu haller dışında çocuklarınızı dışarı çıkarmayın! Hindistan kaynaklı olduğu tahmin edilen Kara Virüs özellikle gençleri etkisi altına alıyor. Baş dönmesi, yorgunluk, uykusuzluk, kalp atışlarında hızlanma gibi belirtiler gösteren virüs önlem alınmaz ise kişiyi depresyona, madde bağımlılığına hatta intihara kadar sürükleyebiliyor. Konu hakkında siz değerli okurlarımız için Nefes Hastahanesi’nden mikrobiyoloji uzmanı Dr. Cevdet Sarı ile görüştük. Hasta yoğunluğundan ötürü bize öğle arasında ayaküstü beş dakika ayırabilen Dr. Sarı gazetemize kısa bir demeç verdi. Ebeveynlerin gereksiz yere paniğe kapılmamalarını ancak önlem almaları gerektiğini hatırlatarak sözlerine başlayan uzman doktor, “Virüsün gençlere ama özellikle XX kromozomunu taşıyan kızlarımıza bulaştığı bugün bilimsel olarak olarak kanıtlanmış durumda. Genç erkeklere bulaşma hızı daha düşük. Yetişkinlerde ise risk yok denecek kadar az. Yapılan araştırmalar şayet çocuklarımızın yanında bir büyük varsa virüsün yine bulaşmadığını gösteriyor. Virüs kendine tek ya da kendi yaşıtları ile gezen genç kızlarımızı hedef alıyor. Neden bu şekilde davrandığını bilmiyoruz. Bir senaryoya göre onları daha kolay lokma olarak görüyor. Başka bir senaryoya göre virüs östrojen hormonunun yüksek olduğu kişilere bulaşma eğiliminde bu nedenle ergenler daha fazla tehdit altında. Halk arasında bakirelere daha hızlı bulaştığına dair yaygın kanı da hakim ancak bu konuda kesin bir şey söyleyemem zira yeterince çalışma yapılmış değil. Bize düşen bu aşamada herhangi ayrım yapmadan çocuklarımızı korumak. Onları sinema, kafeterya, restoran, bar, disko gibi kapalı yerlerden aman uzak tutalım. İlla gideceklerse tek başlarına olmasınlar, bu konuda anne babalara çok iş düşüyor” diyerek konunun önemine dikkat çekti.