kayıp bir şarkısın dudaklarımda,
ıssız mendireklerde birbirlerini öpen yalap şalap
genç aşıkların nefesleri gibi ritmik, kıvrak, hareketlisin
…
boğucu, kasvetli, iç gıdıklayıcı bir türküsün hayatım
sonsuz bir orman var içinde
derinlere açılan saklı kuyuların serin, uslu ve mızmız
su damlacıklarını barındırırsın.
…
hayatım,
sana seslenişlerim, çaresizlik içinde bekleyişlerim,
ağlamak en büyük duamdır ve de vişne çekirdeklerim…
…
aşkın yaramaz bir çocuk gibi
kalbimde oynaşır durur, kıpraşır hayatım…
tırnaklarıyla sert bir giriş yapar içime
ruhuma, her yerime dolar nefeslerin birer birer…
…
kıpkırmızı asılı hayaller vardır içimde
desen desen hasretler işledim
demet demet papatyalarda
‘’beni seviyo’’lar…
…
hayatım,
çaresizliğin kılıfını uydurdum
uykumda,
-evet kerahat vakti.
-evet, yalnızken
-evet, ölüm naftalin kokan
büyülü bir battaniyeyken- hayır, ölüm tek kurtuluş yoludur bitanem
…
hayatım,
sana olan gizli vedalarımın
bilmem kaçıncısıdır bu mektubum
diğerleri gibi önce yazılır sonra yakılır.
kelebek gibidir ömürleri,- hayır, aşk gibidir bitanem
her aşk gibi bu sevda da sona erer
buz tutmuş bir ankara sabahı, çankaya metronun önündeyken
ama ben buna izin veremem hayatım
işte bu yüzden ölüm, aşkı kurtarmanın yegane yoludur.
-romantikler ülkesinde
Hulusi Çakmak