Mario Vargas Llosa’nın “Hınzır Kız” romanı, saplantılı bir aşkın hikayesini anlatır. Ricardo Somocurcio, kendisini sevmeyen ve sürekli kimlik değiştiren bir kadına, Lily’ye âşıktır. İlk olarak gençlik yıllarında tanıştığı Lily, Ricardo’nun hayatında sürekli farklı kimliklerle ortaya çıkar; bazen devrimci bir yoldaş, bazen diplomatın karısı, bazen de bir mafya liderinin metresi olarak karşısına çıkar.
Ricardo, Paris’e yerleşir ve burada çevirmen olarak çalışırken, Lily ile tekrar karşılaşır ve aşkını yeniden ilan eder. Ancak Lily’nin amacı Ricardo ile mutlu bir yuva kurmak değil, Paris’te kalmak için onun imkanlarından faydalanmaktır.
Roman sadece bir aşk hikayesi değil aynı zamanda 1950’lerden 90’ların sonuna kadar Peru ve dünya tarihine de ışık tutar. Peru’nun siyasi istikrarsızlığı ve dünya genelinde yaşanan devrimci hareketler de romanın arka planını oluşturur.
Hınzır Kız Kitap Açıklaması
Sadece ahmakların mutlu olduğunu söyleseler de, itiraf ediyorum ki kendimi mutlu hissediyordum. Günlerimi ve gecelerimi Hınzır Kız’la paylaşmak hayatımı dolduruyordu. Geçmişteki buz gibi soğuk tavırlarına kıyasla, bana karşı sevecen davranmasına rağmen, günün birinde, hiç beklenmedik bir biçimde maceralarına geri döneceği ve hoşça kal bile demeden çekip gideceği korkusuyla, beni daima huzursuz bir şekilde yaşatmayı gerçekten başarmıştı.
Sebatlı çevirmen Ricardo’nun tek kabahati gönlünü fettan mı fettan, bin bir surat Hınzır Kız’a kaptırması. İki sevgilinin imkânsız aşkının arka planındaysa 20. yüzyılın ikinci yarısında hem Peru’yu hem de dünyanın geri kalanını şekillendiren tarihî ve toplumsal dönüm noktaları.Mario Vargas Llosa’nın, “Aşka dair ilk romanım,” dediği Hınzır Kız 1950’lerin Lima’sında alevlenip Paris, Londra, Tokyo ve Madrid’e uzanan, sönmez bir sevdanın öyküsü.