Dağların uykusu ağır olur otların ki hafif, insan bulmalı bu dünyada kendi yerini. Şeylerin adı yok mu gerçekten de? Gerçek dediğin nedir peki, hüthüt kuşunun kanadından bir tüy değil mi? Süzülüyor gökyüzünde bir söylene dönüşmek için. Süzülüyor bazen uçuruma doğru. Süzülüyor herkes kendi usuna doğru. Taş düşmese, yağmur yağmasa bir söylene dönüşür belki o zaman insan. Çünkü nesnelerin adı zamandır. Zamanla nesneler değişir; kokusu solar, rengi uçar… Değişir uçurum, dağın başı olur. Yolun sonuna baktığında başını görürsün. Nedir gerçek? Geleceksiz bir tümce. Herkes terk edecek bir gün evini, aramak için dünyadaki yerini.
Bulduğunda diyecek “Evde yoktum”. Bir tüy gibi hafif süzülerek kah uçurumun dibinde kah gökyüzünde ulaşacak dağın zirvesine. Şeylerin adı silinirken usundan usulca, nereden başladıysa oraya geldiğini anlayacak. İşte sonsuzluk budur.
Şiir için tıklayın: