Lord Byron (1788-1824) İngiliz edebiyatında romantizm akımının temsilcilerindendir. En çok bilinen eseri Don Juan’ı yazmaya 1819’da başlamış olup öldüğü yıl tamamlamıştır. Tam adı ile George Gordon Byron bir Helen aşığı idi. Hayatını da Yunanistan bağımsızlık savaşında kaybetmiştir.
Byron’un eserlerinde özgün, güçlü şiirsel dil yanında müthiş özgüven de hissedilir. “Şiirin Napolyon’u” ünvanı ile de anılan şairin kendisi aslında bir Don Juan’dı. Cinselliğe pek meraklı olduğu, Venedik’te bir yıl içinde 250 kadınla birlikte olduğu rivayet edilir. Ayrıca birlikte olduğu kadınların özel bölgesindeki tüyleri zarflarda biriktirdiği, her zarfın üzerine kadınların isimlerini yazdığı, zarfların Londra’da 1980 yılına kadar saklandığı bilinmektedir.
Manfred, yazarın diğer eserleri gibi otobiyografik özellikler; belirgin şekilde Goethe (Faust) ve Shakespeare (Hamlet ve Macbeth) izlerini taşır. Üvey kız kardeşi ile ilişkiye girdiği için pişmanlık duyan Byron, Manfred karakteri ile geçmişin acılarını unutmak isteyen ve bunu ancak ölerek başarabilen trajik bir kahraman yaratmıştır.
Manfred, adı ile de erilliği çağrıştırır; güçlüdür, bilgedir; ne var ki Sartre’ın da dediği gibi, “insan belki bir sinir hastalığından kurtulabilir ancak kendisinden kurtulamaz.”
“Zamanın ve korkunun soytarısıyız biz.” (Lord Byron, Manfred)