Sezgin Kaymaz çok sevdiğim bir yazar. Çok enteresan bir hikayesi var. 1980’de Hukuk fakültesine giriyor; ancak spora olan düşkünlüğü nedeniyle dersleri aksatıyor sonra İngiliz dil bilimine geçiş yapıyor. Orayı da bitirmesinde sorunlar çıkıyor ve okuldan ayrılıyor. 10 yıl sonra af ile tekrar Hukuk fakültesine dönüyor. 3 ayda tüm dersleri veriyor ancak sınıf arkadaşları ona “amca” demeye başladıkları için sıkılıp bırakıyor ve tekrar İngiliz dil bilimine dönüyor. “Bu sefer bitirebilmiştim ve bir diplomam oldu,” diyor. Hentbol, voleybol, cirit gibi sporlarla uğraşmış hem Milli takımları hem de kulüp takımlarını çalıştırmış. Geceleri okumaktan sıkılınca yazmaya başlıyor ve bir arkadaşının çekmecede duran taslakları alıp Can Kozanoğlu’na okutmasıyla yazarlık serüveni başlamış oluyor.
İyi ki de başlamış, kendisinin şu ana kadar 6 kitabını okudum. Birçok söyleşisinde bulunma imkânım oldu. Hem eğlenceli hem bilgilendiriciydi konuşmaları; tıpkı kitapları gibi… Mizahı ve tasavvufu nasıl birleştiriyor eserlerinde onu anlatmaya yetemem. Öyküleri ve romanları var. Bugün Bize Kim Geldi? Bakele gibi öykü kitaplarında; hayatındaki insanlardan, hayvanlarından, özellikle köpeklerinden öyküler anlatıyor bize. Bizi, bize anlatan, tanıdık, komik, sıcacık öyküler bunlar…
Romanları ise dediğim gibi hem mizahi hem de derin bir felsefe içeriyor. Ateş Canına Yapışsın, Geber Anne, Kün, Sandık Odası gibi… Bu yazı da ise Uzunharmanlar’da Bir Davetsiz Misafir kitabından bahsedeceğim.
Uzunharmanlar’da Bir Davetsiz Misafir yazarın gençliğinde yazdığı ilk romanı. 2017’de kurguyu tekrar ele alıp yenilenmiş halini okuyucuya sundu. Ben bu yenilenmiş halini okudum. Nasıl eğlendim, nasıl güldüm okurken… Bir yandan da tırstım, cinli perili çünkü.
Kitap; Uzunharmanlar semtinde ev kiralayan genç bir adamın komşularıyla yaşadıklarını anlatıyor. Ev sahibi hem kendisine “O” evi kiralıyor. Hem de komşularla iş birliği yaparak adamı evden de semtten de kaçırtmaya çalışıyorlar. Türlü türlü dolaplar, arkadan iş çevirmeler, felsefi akıl bulandırmalar… Semtin tüm esnafı Antik Yunan filozofu sanki.
Bir süre sonra evde tuhaf olaylar gerçekleşmeye başlıyor. “Bir hayalet mi musallat oldu yoksa bu esnafın işi mi?” diye sorarken buluyorsunuz kendinizi… Ama bence evdeki “hayalet” gerçek. Vallahi… Evi topluyor, derliyor, bulaşık yıkıyor, çay demliyor… Neler neler… Sonra bir de güzel, endamlı… Aman bir de küfürbaz…
“Bizim kahraman pes edip evden kaçacak mı, o hayaletle barışacak mı, tüm bu tuhaflıklar anlamını bulacak mı?” derken sonu tam ters köşe yaptıracak şekilde bağlanmış, “Yok artık,” dedim. Sezgin Kaymaz’ın daha ilk kitabında bile üslubunu bulmuş bir yazar olduğuna hükmettim. Bir yazarla tanışmak için en güzel seçim bence ilk kitabıdır. Siz de henüz Kaymaz’ı keşfetmediyseniz, Uzunharmanlar’da bir macera sizi bekliyor….
Ayrıca Sezgin Kaymaz’la yaptığımız söyleşiye de göz atabilirsiniz.
İncelemelerinde akıcılık bir tarafa aklıma kazıdığın fikirleri seviyorum, hep bir artı. Teşekkürler…
Benim de Sezgin Kaymaz’la tanışma kitabımdır. Çok severek, keyifle okumuştum. Daha sonrasında da kitaplarının müptelası oldum. Çok güzel, detaylı ve yol gösterici bir yazı olmuş.
O kadar güzel tanımışsın ki, şuan kitabın siparişini vereceğim. Ne güzel bir dilin var.